İcra ve İflas Hukuku

Gündüz & Yücel Avukatlık Ortaklığı olarak İcra ve İflas Hukuku alanında müvekkillerimize geniş kapsamlı ve uzman hukuki hizmetler sunuyoruz. Deneyimli avukat kadromuz, çeşitli hukuki alanlarda uzmanlaşmış olup, her türlü hukuki ihtiyacınızı karşılamak için sizlere hizmet veriyoruz.

İcra ve İflas Hukuku Nedir?

Türkiye’de İcra ve İflas hukuku, İcra ve İflas Kanunu (İİK) tarafından düzenlenir. Bu kanun, icra ve iflas süreçlerini yönetmek, borçluların alacaklılarına olan borçlarını ödemelerini sağlamak ve alacaklıların haklarını korumak için tasarlanmıştır.

İcra ve İflas Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen bir yasadır. İlk olarak 1932 yılında yürürlüğe giren kanun, zaman içinde birkaç kez değiştirilmiş ve güncellenmiştir.

İİK da yapılan bazı önemli değişikliklere örnek olarak;

  1. 2004 Yılında Yapılan Değişiklikler: İİK’nın önemli değişikliklerinden biri 2004 yılında yapılmıştır. Bu değişikliklerle, icra ve iflas süreçleri modernize edilmiş, yargı süreçleri hızlandırılmış ve dijitalleşme yoluna gidilmiştir.
  2. 2012 Yılında Yapılan Değişiklikler: 2012 yılında İİK’da yapılan değişikliklerle, borçluların alacaklılarına olan borçlarını yapılandırabilmeleri için konkordato düzenlemesi getirilmiştir. Konkordato, iflasın önlenmesi ve borçların ödenmesi için borçlunun alacaklılarıyla anlaşmaya varabilmesine olanak tanımaktadır.
  3. 2018 Yılında Yapılan Değişiklikler: 2018 yılında yapılan değişikliklerle, İİK kapsamında borçlulara bir af düzenlemesi getirilmiştir. Borçlular, belirli şartları sağladığında bazı durumlarda borçlarının tamamını veya bir kısmını yapılandırma ve ödeme kolaylığı elde edebilmektedir. [1]

İcra Hukuku Nedir?

İcra hukuku, bir alacağın tahsili için yasal süreçleri düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, alacaklının haklarını koruyarak borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. İcra hukuku, alacaklının alacağını tahsil etmek için icra daireleri aracılığıyla yasal yollara başvurmasına olanak tanır.

Kısaca, icra hukuku devlet kuvvetinin yardımı ile alacaklı kişilerin alacağını borçluda olabildiğince en kısa sürede zorla yerine getirilmesini sağlayan hukuk dalıdır. 

Bir ülkedeki icra hukuku, o ülkenin yasalarına ve mevzuatına göre düzenlenir. Bu nedenle, icra hukuku farklı ülkelerde farklılık gösterebilir. Türkiye’de icra hukuku, İcra ve İflas Kanunu ve ilgili yasal düzenlemeler ile düzenlenmiştir. [2]

İflas Hukuku Nedir?

İflas, alacaklılardan alacağın iflas organı ile tahsil edilmesi amacıyla borçlunun tüm malvarlığı bakımından etkisi olan bir tasfiye türüdür. Alacaklılara tanınmış olan bu hak, iflasa tabi olan kişilerin iflas yolu ile takip edilmesini sağlamaktadır. 

İflas hukuku hem bireysel iflas hem de kurumsal iflas (şirket iflası) için düzenlemeler içerir. Bireysel iflas, bir kişinin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ve iflasını talep etmesi durumunda uygulanan süreçtir. Kurumsal iflas ise, bir şirketin mali durumunun kötüleşmesi ve borçlarını ödeyemeyecek hale gelmesi sonucunda uygulanan süreçtir. [2]

Dikkat edilmelidir ki; iflasa tabi olan borçlunun iflas yolu ile takip edilebilmesi için mutlaka tüm malvarlığını tüketmiş olması gerekmez. Borçlunun mevcut olan bir malvarlığı olduğu durumlarda bile, borcunu süresinde ödeyememesi, eğer ki şartları varsa borçlu hakkında iflas kararı verilmesi için yeterlidir. [8]

iflas ve icra hukuku

İcra Hukuku ve İflas Hukuku Farkları Nelerdir?

İcra hukuku ve iflas hukuku, ikisi de alacakların tahsili ile ilgilenen hukuk dalları olmasına rağmen farklı durumlar ve süreçler içerir. İcra hukuku ve iflas hukuku arasındaki başlıca temel farklar:

Amaçları:

  • İcra Hukuku: İcra hukuku, alacaklının borçludan alacağını tahsil etmek için yasal süreçleri düzenleyen hukuk dalıdır. Alacaklının hakkını koruyarak borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamayı amaçlar.
  • İflas Hukuku: İflas hukuku ise, bir şirketin veya bir kişinin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ve mal varlığının alacaklılar arasında adil bir şekilde paylaşılmasını düzenleyen hukuk dalıdır. İflas hukuku, borçlu olan kişinin iflasını ilan ederek mal varlığının tasfiye edilmesini ve borçların ödenmesini sağlayan yasal bir süreçtir.

Uygulama Alanları:

  • İcra Hukuku: İcra hukuku, alacaklının alacağını tahsil etmek için cebri icra yollarını içerir. Bu yollar arasında mal varlığına ve gelire haciz koyulması, maaş ve banka haczi gibi işlemler bulunur.
  • İflas Hukuku: İflas hukuku ise, borçlu olan kişinin veya şirketin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi ve iflasını talep etmesi sonucu uygulanan süreçleri içerir. Bu süreçte borçlu mal varlığı iflas masasına alınır ve alacakların adil bir şekilde paylaşılması sağlanır.

Başvuru Sahipleri:

  • İcra Hukuku: İcra hukukunda, alacaklının borçlu olan kişi veya kuruma karşı başlattığı takip süreci söz konusudur.
  • İflas Hukuku: İflas hukukunda, borçlu olan kişi veya şirket iflasını talep edebilir ve iflas süreci başlar.

Süreç ve Sonuçlar:

  • İcra Hukuku: İcra hukuku, alacaklının alacağını tahsil etmek için yasal süreçleri içerir. İcra takibi sonucunda alacaklı, alacağını tahsil edebilir ve borçlu olan kişi veya kurum borcunu öder.
  • İflas Hukuku: İflas hukuku, borçlunun iflasını ilan etmesi sonucu mal varlığının tasfiye edilmesini sağlar. Borçlar adil bir şekilde paylaşılır ve borçlu olan kişi veya şirketin mali durumu düzenlenir.

Kısaca; İcra hukukunda alacaklılardan bir veya birkaçı alacaklarını tahsil etmeye çalışırlarken iflas hukukunda icra hukukundan farklı olarak alacaklıların hepsinin borçlunun haczi kabul malvarlığının tamamını, takip yapılmış olsun ya da olmasın tüm alacaklılara tahsis edilir.

Yani icra hukuku borçlunun malvarlığının bir kısmı üzerinden birkaç alacaklısına karşı sorumlu olduğundan dolayı cüz-i olarak da bilinir. Bunun yanı sıra iflas hukukunda borçlunun sorumluluğu tüm mal varlığı üzerinden bütün alacaklılara karşıdır. Bu nedenle külli icra olarak da bilinmektedir.

icra ve iflas hukuku

İcra Takibi Nedir? Nasıl Yapılır?

İcra takibi, borçlunun borcunu ifa edememesi durumlarında bu borcu alacaklının devlet güçleriyle tahsil etmek amacıyla İcra Müdürlüğünce başlattığı bir takiptir.

İcra takibinin başlatılma süresi bir avukatla ya da şahsen de olabilir. Borçluya ait yapılmış olan ödeme emrinden itibaren 7 gün içinde herhangi bir itirazda bulunulmaması dahilinde takip kesinleşmektedir. İcra takibi kesinleştikten sonra, alacağın tahsili amacıyla haciz evresine geçilir. Hacizle beklenen amaç, elde edilen malların satılması ile alacaklıların borçlarını tahsil edebilmesidir. 

Takip talebi kanuna uygun bir şekilde yapılmalıdır. İcra iflas Kanunu m. 58 takip talebinde bulunulması gereken kayıtları düzenlemiştir. Bunlar;

  • Alacaklının ve varsa vekilinin kimlik bilgileri, adresi, banka hesap bilgileri
  • Borçlunun kimliği ve adresi
  • Alacak tutarı
  • Senet, eğer senet yoksa borcun nedeni
  • Takip yollarından hangisinin seçildiği
  • İmza 

İcra Takibi Türleri Nelerdir?

İcra genel olarak ilamlı ve ilamsız olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer ki icra, mahkeme kararına dayanarak başlatılıyorsa buna ilamlı icra denir. Ancak ülkemizde bulunan dava yoğunluğun nedeniyle ilamsız icra takibi de kabul edilmektedir. İlamlı icra takibinde, takip yapmak isteyen alacaklı il olarak mahkemeye başvurarak bir dava açmalı ve bunun sonucunda mahkemeden lehine bir ilam almalıdır. Bu ilama rağmen eğer ki alacaklı, alacağını tahsil edememişse mahkemeden aldığı ilamı takibe konu edebilir artık. 

İlamlı icra takibinin konusunu ifa edilebilen durumda her türlü alacak oluşturur. Bahsedilen alacak bir para alacağı olabileceği gibi, taşınır teslimi, taşınmaz teslimi, irtifak hakkına ilişkin ilamların icrası, çocukların teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması, bir yapma borcu ifası veya bir katlanma yükümlülüğünün yerine getirilmesi de olabilir. Örnek verilen alacaklar için alacaklıda bir ilam ya da ilam niteliğinde bir belge bulunuyorsa artık sadece ilamlı icra takibi yapılabilir, ilamsız icra takibi söz konusu olamaz. Yargıtay içtihadına göre de bir ilama bağlanmış para alacağının ilamsız takip yapılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu söylemiştir. (3)

İlamlı icranın dayanağını ilamın veya ilam niteliğinde belgelerin oluşturduğunu söylemiştik. İİK m. 38 de ilam niteliğinde olan belgelerin bazıları düzenlenmiştir, şu şekildedir;

  • Mahkeme huzurunda yapılan kabuller,
  • Mahkeme huzurunda yapılan sulhler,
  • Noterlerin düzenleme şeklinde yaptıkları kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren belgeler,
  • İcra kefaletleri,
  • Temyiz kefaletleri,
  • Tüketici hakem heyetlerinin belirli bir miktarı aşmayan kararları,
  • Tarım kredi kooperatiflerinin kredi ile ilgili alacak senetleri,
  • Avukatlık Kanunu madde 35/A’ya göre düzenlenmiş uzlaşma tutanakları,
  • Arabulucular tarafından düzenlenmiş uzlaşma tutanakları.

İcra takipleri, borçlunun ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediği durumlarda alacaklının haklarını korumasını sağlar. İlamsız icra takibi, mahkeme kararına gerek olmadan alacaklının alacağını tahsil etme imkanı sağlar.

  • İlamsız İcra Takibinin Başvuru Şekilleri
  1. 1.İhtarla Başvuru: Alacaklı, borçluya noter vasıtasıyla ihtarname göndererek alacağın ödenmesini talep edebilir. İhtarname, belirli bir süre içinde borcun ödenmemesi halinde icra takibinin başlatılacağını bildirir. [3]
  2. Çek ve Senet Protestosu: Çek ve senet gibi ödeme belgeleri ile alacaklı, banka aracılığıyla protesto ettirebilir. Protesto, borçlunun ödeme yapmaması durumunda icra takibi için önemli bir delil oluşturur.
  3. Noterlik Araştırması: Alacaklı, borçlunun taşınmaz mal varlığına sahip olup olmadığını öğrenmek için noter aracılığıyla tapu kayıtlarına başvurabilir.
  • İlamsız İcra Takibinin Süreci

Alacaklı, icra müdürlüğüne başvurarak icra takibini başlatır. Başvuru, borçlunun kimlik bilgileri, alacağın miktarı ve sebebi gibi önemli bilgileri içermelidir.

İcra müdürlüğü, alacaklının başvurusuna dayanarak icra emrini düzenler. İcra emri, borçlu tarafından alacak miktarının ödenmesini ister ve borçluya ödeme süresi tanır.

İcra emri, borçlu tarafından ödenmezse icra takibi süreci başlatılır. İcra müdürlüğü, borçlunun mal varlığını tespit eder ve haciz işlemini uygulayarak alacağın tahsil edilmesini sağlar. (4)

icra ve iflas hukuku

İcra ve İflas Hukuku Neden Gereklidir?

İcra ve iflas hukuku genel olarak, ekonomik düzenin sağlanması ve ticari ilişkilerin düzenlenmesi için gereklidir.

  1. Alacakların Tahsil Edilmesi: İcra hukuku, alacaklının hakkını korumasını ve alacağını tahsil etmesini sağlar. Bir borçlu, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinde alacaklının adil bir şekilde alacağını tahsil etmesini mümkün kılar.
  2. Ekonomik İstikrar: Ticari ilişkilerde alacakların güvence altına alınması, ekonomik istikrarın sağlanmasına yardımcı olur. İcra ve iflas hukuku sayesinde işletmeler, alacaklarını zamanında tahsil ederek finansal dengelerini koruyabilir ve ekonomi istikrarı artar.
  3. Sözleşme Güvenliği: İcra ve iflas hukuku, sözleşme güvenliğini artırır. Taraflar arasında yapılan anlaşmaların hukuki koruma altına alınması, ticari işlemlerin güvenilirliğini ve istikrarını artırır.
  4. Alacaklı ve Borçlu Dengesi: İcra ve iflas hukuku, alacaklı ve borçlu arasında adil bir denge sağlar. Alacaklı, alacağını tahsil etmek için yasal yollarla hareket edebilirken, borçlu da hakkında haksız yargılamalardan korunur ve adil bir süreç izlenir.
  5. İflas Durumlarında Yeniden Yapılanma: İflas hukuku, borçlu bir işletmenin iflas durumunda yeniden yapılanmasını ve borçların adil bir şekilde düzenlenmesini sağlar. Bu sayede iflas eden bir işletme, yeniden yapılanarak ekonomiye kazandırılabilir.
  6. Hukuki İşlemlerin Etkin Uygulanması: İcra ve iflas hukuku, yargı kararlarının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlar. Mahkeme kararlarına uygun olarak icra işlemleri yürütülerek yargı sistemine olan güven artar.
  7. Finansal Risklerin Azaltılması: İcra ve iflas hukuku, alacakların tahsili ve iflas durumunda borçların düzenlenmesi sayesinde finansal riskleri azaltır. Bu da ekonomide finansal istikrarın sağlanmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak, icra ve iflas hukuku, ticari işlemlerde hukuki düzeni ve ekonomik istikrarı sağlamak, alacakların güvence altına alınmasını sağlamak ve borçlu ve alacaklı arasında adil bir dengenin kurulmasını mümkün kılmak için gereklidir. Bu hukuki alanlar, ekonomik hayatın düzenli ve etkin bir şekilde işlemesine katkıda bulunur.

İstirdat Davası Nedir?

İstirdat davası genel olarak haklı bir sebebe dayanılmadan kazanılan malvarlığı haklarının geri alınmasını amaçlayan bir dava türüdür. 

İstirdat davası Miras hukukunun önemli konularından biridir. İstirdat davasının temel amacı, mirasçılık haklarının haksız yere elinden alındığını düşünen kişinin, bu haklarının iadesini ve miras hukukuna uygun bir şekilde mirasın paylaşılmasını sağlamaktır. [5]

Bu dava türünün icra hukuku kapsamında değerlendirecek olursak; kişinin aslında borcu olmayan bir miktarı kesinleşen icra takibi nedeniyle ödemesi durumunda, ödenen bu miktarın geri alınması için açılan bir dava türüdür. İcra İflas Kanunu “Menfi tesbit ve istirdat davaları” başlıklı 72. Maddesine göre: “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.

Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.”. [6]

Yine kanuna göre istirdat davasının açılabilmesi için şu 3 şartın gerçekleşmesi gerekmektedir:

  1. Geri verilmesi istenen miktar, icra takibi esnasında ödenmiş olmalıdır
  2. Borçlunun cebri icra kapsamında ödemiş olduğu bu para, aslen borçlu olmadığı halde ödenmiş olmalıdır
  3. Paranın icra dairesine tamamen ödendiği günden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre vardır, dava bu süre içinde açılmalıdır.

İstirdat davası zamanaşımı:

İcra hukukunda istirdat davası bakımından 1 yıllık bir hak düşürücü süre benimsenmektedir.

İİK m.72/7: ““Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.”

icra ve iflas hukuku

İcra ve İflas Hukuku Davaları Nelerdir?

İcra ve iflas hukuku, borçların tahsili ve iflas durumlarında düzenlenmesi ile ilgilenen geniş bir hukuk dalıdır. Bu hukuk alanında birçok farklı dava ve işlem bulunmaktadır. İcra ve iflas hukuku kapsamında sıkça görülen davaların bazıları:

  1. İcra Takibi: Alacaklının borçludan alacağını tahsil etmek için başlattığı yasal süreçtir. İcra takibi, alacaklının talebi üzerine borçlunun mal varlığına veya gelirlerine haciz konulmasını ve alacağın tahsil edilmesini sağlar.
  2. İcra İptali Davası: Borçlu, icra takibine itiraz ederek icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu iddia edebilir ve icra işlemlerinin iptalini talep edebilir.
  3. Takibin Durdurulması Davası: Borçlu, icra takibinin hukuka uygun olmadığını düşünüyorsa, icra takibini durdurulması için dava açabilir.
  4. İflas Davası: Borçlunun ödemelerini yapamayacak durumda olduğunu ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini kabul ettiği davadır. İflas davası sonucunda borçlunun mal varlığı iflas masasına alınır ve borçların adil bir şekilde paylaşımı sağlanır.
  5. İflas Erteleme Davası: Borçlu, iflasına karar verilmeden önce iflasın ertelenmesini ve borçlarını düzenli bir şekilde ödeme imkanı sağlanmasını talep edebilir.
  6. İflasın İptali Davası: İflasa karar verilen borçlu, iflasın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek iflasın iptali için dava açabilir.
  7. İhtiyati İflas Kararı Davası: Alacaklı, borçlunun mal varlığının korunması için iflas kararının verilmesini talep edebilir.
  8. Yetkisizlik İtirazı: İcra ve iflas işlemlerinde yerine getirilen davalara karşı açılan bir itirazdır ve mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak yapılan bir davadır.

Yukarıda sıralanan davalara ek olarak, icra ve iflas hukuku kapsamında birçok farklı dava ve yasal süreç bulunmaktadır. Bu süreçler, borçlu ve alacaklı haklarını düzenlemek ve adil bir çözüm sağlamak amacıyla yürütülür. 

Haciz ve Türleri Nelerdir?

Haciz, bir alacaklının, borçlunun mal varlığına el koyması ve bu malların satışı yoluyla alacağının tahsil edilmesini sağlamasıdır. İcra ve iflas hukuku çerçevesinde farklı haciz türleri bulunmaktadır. İşte en yaygın haciz türleri:

Taşınır Mal Haczi: Borçlunun sahip olduğu taşınabilir mallara (örneğin, araçlar, ev eşyaları, nakit para, banka hesapları, takılar vb.) haciz konulmasıdır. Taşınır mal haczi, alacaklıya ait malların satışı ile alacağın tahsil edilmesini sağlar. [7]

Taşınmaz Mal Haczi: Borçlunun sahip olduğu gayrimenkullere (örneğin, ev, arsa, iş yeri gibi taşınmazlar) haciz konulmasıdır. Taşınmaz mal haczi, alacaklıya ait gayrimenkullerin satışı yoluyla alacağın tahsil edilmesini sağlar.

Üçüncü Kişilere Haciz Bildirimi: Borçlu olan kişinin, üçüncü kişilere olan alacaklarına haciz konulmasıdır. Bu tür hacizde, borçlunun alacaklı olduğu kişilere borçlu olan üçüncü kişiler, borçlarını doğrudan alacaklıya ödemek zorundadır.

Maaş ve Ücret Haczi: Borçlunun maaşı veya ücretine haciz konulmasıdır. Bu tür hacizde, borçlu olan kişinin maaş veya ücretinin belirli bir miktarı, alacaklının tahsilatı için kesilir ve alacaklıya ödenir.

Banka Haczi: Borçlunun banka hesaplarına haciz konulmasıdır. Banka haczi, borçlunun banka hesabındaki bakiyenin tamamının veya belirli bir kısmının alacaklıya devredilmesi ile alacağın tahsil edilmesini sağlar.

Menkul Kıymet Haczi: Borçlunun sahip olduğu hisse senetleri, bonolar, tahviller gibi menkul kıymetlere haciz konulmasıdır.

Haciz işlemleri, icra müdürlüğü tarafından gerçekleştirilir ve borçlu olan kişinin mal varlığının değerine göre alacaklıya ödeme yapılmasını sağlar. Bu tür haciz işlemleri, icra ve iflas hukuku çerçevesinde yasal prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilir. [7]

Cebri İcra ile Haciz Arasındaki Fark Nedir?

Cebri icra ve haciz, icra ve iflas hukuku kapsamında alacakların tahsili için kullanılan farklı yollar ve kavramlardır. Temel farkları ise şunlardır:

Tanım ve Kapsam:

  • Cebri İcra: Cebri icra, alacaklının alacağını tahsil etmek için yasal yolları kullanmasıdır. İcra takibi, borçlunun mal varlığına veya gelirine haciz konulması gibi cebri yollarla alacağın tahsil edilmesini içerir. Geniş bir kapsamı vardır ve icra takibi, haciz, maaş haczi, banka haczi gibi birçok yöntemi içerir.
  • Haciz: Haciz ise, borçlunun mal varlığına alacaklının el koymasıdır. Haciz işlemi, cebri icra işlemlerinden biridir ve alacağın tahsili için uygulanan yöntemlerden birisidir. Haciz, cebri icra içinde yer alan ve borçlunun mal varlığına el konulması anlamına gelen bir işlemdir.

Amaç:

  • Cebri İcra: Cebri icra, alacaklının alacağını tahsil etmek amacıyla yapılan yasal bir işlemdir. Alacaklının hakkını korumak ve alacağını tahsil etmek için başvurulur.
  • Haciz: Haciz ise, cebri icra sürecinde kullanılan bir adımdır ve alacaklının mal varlığına el koymasını sağlar. Bu sayede alacaklının alacağı teminat altına alınır.

Süreç ve Uygulama:

  • Cebri İcra: Cebri icra süreci, icra müdürlüğü tarafından yürütülür. Alacaklının başvurusu üzerine icra emri çıkarılır ve icra takibi başlar.
  • Haciz: Haciz işlemi, cebri icra sürecinde gerçekleştirilen bir aşamadır. Borçlunun taşınır veya taşınmaz mallarına icra müdürlüğü tarafından el konulur ve alacağın tahsil edilmesi için satış işlemi başlatılır.

Kısaca, cebri icra, alacaklının alacağını tahsil etmek için kullanılan geniş bir kavramdır ve içerisinde birçok işlemi barındırır. Haciz ise, cebri icra sürecinde alacaklının borçlunun mal varlığına el koyması ve bu malların satışı yoluyla alacağının tahsil edilmesidir. Haciz, cebri icra içindeki önemli bir adımdır ve alacaklının haklarını korumak için etkili bir yöntemdir. [9]

Kaynakça

[1] Yılmaz, Ejder. “Dünden Bugüne İcra ve İflas Kanunumuz”. Ağustos 1, 2023. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262580

[2] Muşul, Timuçin. “İcra ve İflas Hukuku Temel Bilgiler”, Hukuk Yayınları Dizisi. 4.baskı, Kasım, 2022. S.5-9

[3] Uyar, Talih. İcra Hukukunda İlamlı Takipler, Şafak Basım ve Yayınevi. İİY. 24-25a; 30-41, Haziran 1983. S. 49-53

[4] Uyar, talih. İcra Hukukunda İtiraz. İİY 53;62-71, Ekim 1990. 

[5] Pekcanıtez Hakan/ Atalay Oğuz/ Özkan Meral/ Özekes Muhammet. “İcra ve İflas Hukuku”, 4949 ve 5092 sayılı kanunlar ile İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklikler ile birlikte. Ekim 2004. S. 134-137

[6] İcra ve İflas Kanunu. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.2004.pdf 

[7] Pekcanıtez Hakan/ Atalay Oğuz/ Özkan Meral/ Özekes Muhammet. “İcra ve İflas Hukuku”, 4949 ve 5092 sayılı kanunlar ile İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklikler ile birlikte. Ekim 2004. S.147-168

[8] Pekcanıtez Hakan/ Atalay Oğuz/ Özkan Meral/ Özekes Muhammet. “İcra ve İflas Hukuku”, 4949 ve 5092 sayılı kanunlar ile İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklikler ile birlikte. Ekim 2004. S.291

[9] Pekcanıtez Hakan/Atalay Oğuz/Sungurtekin-Özkan Meral/Özekes Muhammet, İcra ve İflâs Hukuku, 9. Bası, Ankara 2011.